• DOLAR
  • EURO
  • ALTIN
  • BIST
NEDEN TİYATRO?

NEDEN TİYATRO?

Yıllar önce Ankara’da Gündoğan Yayınları’nın bastığı ilk kitabımın ismi “Niçin Tiyatro” idi. Gündelik konuşma dilinden alınmış, zamanın edebiyat kurallarına pek uygun olmayan bir kitap ismi! 1977 sonrasından 80’lerin sonuna kadar yazdığım yazılarımın bir kısmı yer almıştı bu kitapta! Bu kez yine aynı soruyu “Neden Tiyatro” olarak soruyorum?

Neden?

Neden tiyatro yapıyoruz? Bir işimiz olsun diye mi? Para kazanmak için mi? Eğlence olsun diye mi? Tutulursa bir mesleğimiz olur diye mi? Bu işten en iyi anlayan kişi olduğumuzu ispat etmek için mi? Sadece canımız istiyor diye mi? Allah vermiş ondan mı? “Oyunculuk okulunu kazanamadım, hâlbuki şimdi en iyi benim!” demek için mi?


Johan Huizinga isimli bir Hollandalı vakti zamanında bir kitap yazmış, “Homo Ludens” diye! Oynayan insan anlamına geliyor!

Ne alakası var bu konuyla? Stanislavsky diye bir adam, “Bir Aktör Hazırlanıyor” diye bir kitap yazmış! Türkiye’de Prof. Dr. Özdemir Nutku Hoca, “Dram Sanatı” diye bir kitap yazmış! Tiyatro tarihini yazmış… Varlık yayınları, “Yaşayan Tiyatro” isimli tiyatro tarihi kitabını çevirmiş ve yayımlamış. Tiyatronun en baştan beri neden var olduğunu merak edenler varsa, incelesinler diye! Kendine oyunculuğu meslek olarak seçenler olursa, bu kitapları okuyup, ne dediğini anlayıncaya kadar da elinden bırakmasınlar diye! İşte o zaman, bu yukarıda sorduğumuz sorulardan farklı sorular sormaya başlarlar kendilerine. Yani sorular artık kendi kendine sorulmaya başlar!

-Evet; ben niye tiyatrocu olmak istedim acaba? Beni buraya yönelten sebepler neydi?
-Oyunculuk okuduğum okullarda, müfredat, benim anlamak istediklerimi keşfetmem konusunda, bana ne kadar yardım etti.
-Oyuncu olmak için böyle kitaplar okumak şart mı? Bunları okumadan oyuncu olunmuyor mu?
-Oyuncu insana, bilimci diyor biri; oysa oyuncu ‘sanatçıdır’, bilimci değil! Her şeyi bilmek zorunda değil; o duyguya girer oynar?
-Oyuncu, seyirciye ders vermez!
-Oyuncu ne yaptığını, nasıl yaptığını anlatamaz?
-Oyuncu, tiyatroda  ve sinemada oynarken ne yaptığının farkında olmadan mı yapmalıdır?
-Yönetmen “Çok düşünme yap!” diyor ha bire ya da  sahneye çıkıp onun gösterdiklerini, kendi yaptıklarını tekrarlamalarını istiyor öğrencilerinden…

İNSAN sadece avlanan, karnını doyuran, üreyen bir yaratık değil.
İNSAN, evrim geçiren ve aynı zamanda dünyaya da evrim geçirten bir canlı…
İNSAN sosyal bir canlı… İçinde bulunduğu durumların farkına varmak, anlamak, kendini tanımak, yapabileceklerini yapamayacaklarını anlamak ister. Kendi kendisini izleyemeyeceğine göre; yaşadığı DURUMLARI taklit ederek, yeniden yorumlayarak, kendi kendisini dışarıdan bir göz ile izlemek ister!

Yapabileceklerini, yapamayacaklarını prova eder!

DURUMları anlamak ve çözümlemek ister. Kendisinin, o durumlar içinde bulunuşunu incelemek ister.
DURUM, DRAM demektir. Tiyatro, dram sanatıdır. Yani DURUM sanatı.

İnsanların kendini tanıması ve  öz eleştiri yaparak eksiklerini anlaması, kendini geliştirmesi ve yapabileceklerini gerçekleştirmesi sanatıdır.

SANAT kelimesi de düşünme ve tasarlama   SÜREÇinin adıdır. Bu süreç, farkındalık içeren soruları ve öz eleştiriyi kapsıyorsa eğer birey  gelişme gösterir. Yok, yukarıdaki sorularda yer verdiğim farkındalık ve gelişmek yerine, konunun özüyle ilgili olmayan bir düşünme biçimi ile sorular soruluyorsa, ortaya yaratıcı çözümler çıkmaz.

Bunun için, önce tiyatronun özü DRAMı anlamak, sonra doğru anlayarak, başlangıcından beri tiyatronun insanların nasıl işine yaratıldığını tanımlayarak kendini geliştirmek gerekir. Bu doğrultuda çalışmalar yaparak kendini geliştiren insan, başkalarına hizmet edebilen insandır. Yani başkalarının işine yarayan insandır. İşe yarayan insan, yaşamın değişmesine ve gelişmesine, insanlığın bu yaşam içinde daha mutlu, daha verimli yaşamasına sebep olan insandır. Problemlere çözüm bulmaya çalışır. Hem başkalarının problemlerine hem kendi problemlerine… Hatta belki de dünyanın problemlerine… İşte bu farkındalığın içine giren insan SÜREÇler yaşamaya başlar. Her sürecin sonunda bir ürün çıkarır ortaya… Her üründen sonra yeni bir süreç başlar. O da yeni bir süreci yaratır. İşte bu SÜREÇ SANATTIR! Bu sürecin farkında olarak onun içine giren, onu yaşayan her insan SANATÇI  insandır. İnsanın bu farkındalığı kazanmasında, tiyatronun ve onun özü olan DURUMların yani DRAM SANATININ çok önemli katkısı vardır. DRAM sanatını anlayan insan, sırf kendi bencilliği ile yaşamaz! Başkalarını anlayabilmek için kendisini onların yerine koyarak (empati yaparak) düşünür. Kendini eleştirir. Eksiklerini keşfeder, onları düzeltmek ve düzenlemek için çaba sarf eder, araştırma yapar, bilgi edinir ve bu gelişme süreci ile birlikte yaratıcı keşifler yaparak insanlıkla paylaşmak ister. Ya kendi gelişmelerini paylaşır ya da bu süreçten edindiği kişilik ile araştırmacı, sorunların kaynağına inen, sürekli yüzeysel ve şikayetci, sürekli bencil sorular sormak yerine, “İYİ, GÜZEL ve DOĞRU” yaşamın nasıl gerçekleşeceğini düşünür! Bu süreç içinde de kendini geliştirir. Bataklıkları kurutur. Ateşi keşfeder. Elektriği bulur. Lambayı keşfeder. Elmanın yere düşmesi durumundan,  yerçekimini bulur. Uzaya füzeyi göndermeye kadar vardırır işi!

İnsana bunları yaptıran onun organizmasında bulunan  SANAT özelliğidir.
DRAMın  özünün farkına varan, bu özelliğini geliştir!
İşte budur tiyatro! SANATÇI İNSAN için, kendini keşfeden insan için tiyatro.
SANATA EVET  için yani!

Tamer Levent

Sosyal Medyada Paylaşın:
Etiketler:
Tamer Levent

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

Sponsorlu Bağlantılar
  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM
antika alanlar
antika alan yerler
antika ekspertiz
Antikacı
El Yazması Kuran Alan Alanlar
Antika Madalya Alanlar
Antika Ferman Alanlar
El Yazması Kitap Alanlar
Gümüş Alanlar
Hat Yazısı Alanlar
Hilyei Şerif Alanlar
Gümüş Alan Yerler
Plak Alan Yerler
köpek yağmurluk
köpek montları
köpek tasması
köpek polar
antika alanlar
antika ekspertiz
ikinci el saat
ikinci el saat alanlar
ikinci el saat alan yerler