• DOLAR
  • EURO
  • ALTIN
  • BIST
Hayat damarları kopmuş bir ülkeye dönmeden, tiyatrolara acil destek verin!

Hayat damarları kopmuş bir ülkeye dönmeden, tiyatrolara acil destek verin!

Pandemi sürecinde salonlarını kapatarak oyunlarına ara vermek zorunda kalan tiyatrocular, yaşadıkları sıkıntıları Tiyatro Gazetesi’ne anlattı.

SERAP ATKAN- Tüm dünyayı derinden sarsan COVİD-19 salgını, tiyatrolarda büyük hasar bıraktı. Bu dönemde birçok tiyatro kapandı, oyuncular ve sahne emekçileri işsiz kaldı. Zor günler geçiren özel tiyatrolar, yetkililere çağrıda bulunarak “Hayat damarı kopmuş bir ülkeye dönmeden bir an önce, ayakta kalmaya çalışan tiyatrolara ciddi destek verilmelidir” diyor.

‘FARKLI SEKTÖRLERDE ÇALIŞMAK ZORUNDA KALDIK’

Rüya Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni Kubilay Kudbettin Aslan, pandemi nedeniyle yeni oyunlar çıkartamadıkları için sahnesini kapatmak zorunda kalanlardan biri, bu süreçte ekonomik sıkıntılar yaşamaya başlayan sahne emekçileri, yaşamlarına devam edebilmek için farklı işlere yönelmek zorunda kaldı. Aslan, “Geçimini tamamen tiyatrodan sağlayan arkadaşlarımız hayatına devam edebilmek için farklı sektörlerde çalışmaya başladılar. Oyuncularımızdan biri telefon firmasında çalışıyor. Bir diğeri kargo şirketinde… Kostümcümüz bir moda evinde gelinlik dikim işine başladı. Geriye kalanlar ise kimi manavda çalışıyor, kimi kreşte çalışıyor. Hiç birimiz yaptığımız işten gocunmuyoruz. Ancak sahnelere dönecek günün hayaliyle uyanıyoruz her sabah…” diyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı başta olmak üzere kamu kuruluşlarına sitemde bulunan Aslan, ”Kültür bakanlığından destek almak için başvuru yapan tiyatrolara, birinci sınıf şirket statüsüne geçme şartı ile destek verileceğini ilan ettiler, yeni patronlar oluşturdular. Ancak kazancı olmayan patronlar. Daha çok giderleri olan, daha çok vergi ödeyen ancak hala en az kazancı olan patronlar.  Kendi sağlık sigortasını yatıramayan patronlar…” diye konuşuyor.

HAYAT DAMARLARI KOPMUŞ BİR ÜLKEYE DÖNMEDEN…

Aslan, “Hayat damarı kopmuş bir ülkeye dönmeden bir an önce devlet ayakta kalmaya çalışan tiyatrolara ciddi destek vermelidir” diyor ve ekliyor: “Sahne emekçilerinin sırtında büyük bir kambur olan vergiler kaldırılmalı, en azından minimum seviyeye düşürülmelidir. Devlet bu desteği sağlamadığı takdirde her geçen gün sahneler kapanmaya, perdeler tozlanmaya, sahne emekçileri geçinememeye devam edecek. Bu süreçte ayakta kalıp gücümüzün yettiği kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. Salgının bitip sahnelere döneceğimiz günün özlemiyle bekliyor, ayakta kalmaya devam ediyoruz”

Tiyatro Nienor’un kurucusu Ebru Atilla, diğer bağımsız tiyatrolar gibi kendisinin de etkilendiğini ve bu süreçte farklı çözüm yolları geliştirdiğini söylüyor. Dijital işler üretmeye ve açık havada çalışıp, turne yapmaya başladığını belirten Ebru Atilla, “Şimdiye kadar sansür, ekonomik kriz gibi nedenlerle zorlu günler geçirmiştim ancak bu yıl kadar çaresiz kaldığım olmamıştı. Kendi oyunlarımın dışında, son 3 yıldır sahneye hazırladığım görme engelli bir ekibimde vardı. Bu süreç onları tamamen işlevsiz ve görünmez kıldı” diyor.



DEVLET DESTEKLERİ, ŞEFAFLIKTAN UZAK!

Tiyatrolar varlığını devam ettirebilmesi için kültürel yasal düzenlemelerinin yapılması gerektiğini savunan Atilla, “Bir şehirde kültür ve sanat sadece devlete ait kurumlarla yapılmıyor. Bu gerçeklikte, pandemi koşullarında desteğe en çok ihtiyacı olan bağımsızların kaderlerine terk edilmesi haksızlık oluyor. Kendi adıma en çok üzüldüğüm, İzmir’de sürdürdüğüm ‘Sahne Görme Engelliler’ projesinin ülkemizde başka bir örneği yok. Ve onları pandemi sürecinde motive edebilmek için gerekli Braille oyun metinlerini bile bastıramadım.

Devlet desteklerinin kapsam eksikliği, adaletten ve şeffaflıktan uzak olması sebebiyle ihtiyaç sahiplerine ulaşmadığını gördük. Tek seferlik bir desteğin kısa bir süre ayakta tutmasıyla değil, özel sektörün, vakıfların ve STK’ların stratejik bir planla çözüme ortak olmaları halinde tiyatrolarımızı yaşatabiliriz” şeklinde konuşuyor.

SÜREÇ EPEY ZOR, BÖYLE GİDERSE HASAR DAHA DA BÜYÜYECEK

Özel tiyatroların salgın öncesinde de birçok zorlukla mücadele ettiğini, pandemi sürecinin de üstüne eklenmesiyle başka bir boyut kazandığını ve atölyelerini kapatmak zorunda kaldıklarını dile getiren Tiyatro Kalemi’den Yazar- Yönetmen Kamer Ok Yıldız,Bizler kendi öz kaynaklarımızı yaratan tiyatrolar olarak salgının başladığı günden itibaren kaynaksız ve işsiz kalan özel sektör arasında yerimizi aldık.  Salgından öncede bir özel tiyatro çatısı altında varlığımızı sürdürdüğümüzden zaten birçok zorluk ile karşı karşıyayken üzerine pandemi bizleri iyice güçsüzleştirdi. Sıfır gelirle devam eden giderlerimizi karşılayabilmek adına birçok borçla mücadele ederken Tiyatro Kalemi’nin atölyesini kapatma kararını pandeminin dokuzuncu ayında almak zorunda kaldık. Dekorlar, aksesuarlarımız, prova günlerimiz, küçücük atölyemize sığdırdığımız her şey bir gün içinde yok oldu. Süreçte sahneye çıkamadık; kalabalık bir ekip olarak tasarımcısından oyuncusuna asistanına hepimizi aynı mücadeledeyiz şu an; önce sağlıklı kalmak sonra ise tiyatromuzu yaşatmak…
Süreç epey zorlu, sarsıcı ve böyle giderse de hasarı daha da büyüyecek” diye sitem ediyor.

TİYATROLARIN SÜRDÜRÜLEBİLMESİ İÇİN KALICI ÇÖZÜMLER ÜRETİLMELİ!

Tiyatroların varlığını sürdürebilmesi için uzun vadeli çözümlerin üretilmesi gerektiğini söyleyen Yıldız, “Tiyatro Kalemi olarak pandemide kurulan İzmir Bağımsız Tiyatrolar İnisiyatifiyle “İzmir Bağımsız Tiyatro Günleri” düzenleyerek bağımsızca tiyatrolarımıza gelir kaynağı yaratmaya çalışıyoruz. Çözüm arayışındayız” diyor ve ekliyor: “Acil çözümler üretilmeli. Uzun vadede atılan adımların yanında, destek sağlayacakları tiyatroların yakında varlığını sürdüremeyeceğinin farkına varmalılar. Yapılan eskort mersin destekler tiyatroların iş güçlerine göre adil ve yaraları toparlayıcı olmalı. Sadece “destek verdik” diye paylaşmak için ya da sosyal medyada yayınlamak için değil; o tiyatronun güçlenmesi ve tiyatro edimini sürdürebilmesi için kalıcı çözümler üretimli. Tek çağrım; farkındalık çağrısı. Özel tiyatroların yaşadıkları zorluklara uzaktan bakmak gibi değil de gerçekten seyircisi olmak gibi mesela…”

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

Sponsorlu Bağlantılar
  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM
antika alanlar
antika alan yerler
gümüş alan yerler
el yazması kuran alan yerler